Ölmeye Yatmak – Adalet Ağaoğlu… Bir Devrin Sorgulanışı





"İnsan krapon kâğıdından kanatlar takınca kelebek olduğuna inanır. Koyun postunda koyun, kurt 
postunda kurt […] Ülkü de giydirilebilir üstünüze ve Etlik tepeleri dağ gözükür gözünüze."
                                                                                                 Ölmeye Yatmak – Adalet Ağaoğlu





 1929 doğumlu Adalet Ağaoğlu. Laik Cumhuriyet’in ilk çocuklarından. Modern hayata geçişin, batılılaşma sorunsalının ve Türkiye’de yaşanan siyasi/toplumsal çatışmaların bizzat şahidi yani. “Dar Zamanlar” üçlemesinin ilk kitabı aynı zamanda yazarın da ilk romanı olan Ölmeye Yatmak işte bu şahit oluşun gözler önüne serildiği, ruhsal betimlemeleri en can alıcı şekilde sunarken gerçekliklere de asla sırtını dönmeyen bir başyapıt.

  Modernleşmek, batıya açılmak, uygar bir kadın ya da erkek olmak, ideoloji kavgaları, ikili ilişkiler, yönetici-halk ve aydın-halk kopukluğu, İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği yokluk ve demokrasiye yapılan askeri müdahaleler…  Bütün bunlar Cumhuriyet’in ilk yıllarından 1960’lı yıllara, hatta daha da sonrasına kadar toplum bilincinde yer eden, tartışmalara hatta şiddetli siyasi çatışmalara sebep olan, toplumumuzun bir nevi geçiş sürecinde yaşadığı sorunlar. Ağaoğlu, Ölmeye Yatmak romanında bu sorunları Cumhuriyetin ilk çocuklarının, Dündar öğretmenin ‘irfan ordusu’nun gözünden anlatıyor.
   
   Başkahraman Aysel… Okumaya kararlı bir Türk kızı ve daha sonra da doçent. Aysel ve ilkokulu beraber okuduğu arkadaşları zamanla hayatın kendilerine çizdiği ayrı yollarda tutunmaya çalışıyorlar. Hepsi de bir ülkü üzere yetiştirildiler: “Vatana yararlı bir insan olmak.”
    
   Romanın başkahramanı Aysel ve diğer kahramanların kendilerini, ülkülerini, kendilerine öğretilenleri sorgulamasıyla karşılaşıyoruz. Kahramanların ruhsal çözümlemelerine ve sosyal olayların iç dünyalarındaki yansımalarına odaklanmışken bir de bakıyoruz ki dönemin Türkiye’sinden fotoğraflar seriliyor gözlerimizin önüne.
   
    Doçent Aysel ölmeye yattığında bütün hayatının da muhasebesini yapıyor adeta. Sorguluyor. Bugüne kadar kendisine öğretilen her şeyi, ideolojilerin peşinde körü körüne koşmayı, evliliğini, evliliğinin mantığını ve öğrencisiyle birlikte oluşunu… Bugüne kadar ne yapmıştı? Ülkülerine bağlı kalmış mıydı? Bir Atatürk kızı olabildi mi? Kendini bulabildi mi peki yoksa bütün o koşuşturmaların, memleketi kurtarma sevdalarının, akademik çalışmaların, başarıların arasında kendisine yabancı mı kaldı?
  
   Cevaplardan çok sorularla karşılaşacağınız ve inandıklarınız, baş koyduklarınız hakkında sizi de sorgulamaya davet edecek bir kitap. Ölmeye Yatmak…


Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.